Boncuk gözlerinden süzülür korku. Bir serçe kadar masum, Ve bir kartal gibi mağrur…. Bir top mermisinden arta kalandır artık hayat. Molozların arasında, Yara bere içinde, öksüz. Kanar temmuz sıcağında Çığlıklar okşarken saçlarını, Ölüm çalar günaşırı hep kapıları. Gecede barut kokusu, Gecede kan, Gecede kahpelik. Koynunda uyutur yalnızlığını, Daha dördündeyken Rani. Beşindeyken Ahmad, İsmael, Nisma… Üzerinde koşarken dar edilen toprak, Ne de cömerttir Sıra geldiğinde Körpe bedenlerini almaya…
|
|
 
S0016
|