Seni beklerken soldu Dalında ilk tomurcuk. Bilmem kaç kez göçtü leylekler, Bir o yana, bir bu yana. Fırtınayla dost oldu serçe kuşu, Sevdiğinden değil, çaresizliğinden. İpini kıran uçurtmalar sana koştu hep. Zerdali dalında çiçek, Asmada üzüm, Ayva ile turunç, Kavrulmuş toprağında başak. Kaçıncı hasattır bu kim bilir. Ne uzakmış yar… Yerin yurdun, memleketin… Yıldızların saklanır gecelerde. Mum ışığı gibi titrerken güneş, Ne çok kez üşüdüm sessizliğinde. Gözlerin yakar kavururdu oysa, Kemiklerime kadar işlerdi sıcaklığın. Çiğ düşmüş yanaklarına, Dur sileyim usulca, Üzmeden kirpiklerini. Bir vapur dumanı gibi Kaybolur birden sevinçlerim. Hüzünlerim okyanus gibi; Boğulurum en sığ yerinde.
Bir dere ol önce, Süzülerek gel doğduğum köylerden. Sonra da Dicle, Fırat, Kızılırmak… Köpüğünde boğulsun kahpelik. Şehirler, ülkeler gez çocukları ağlamayan. Sonra da gel beni bul… Bitsin artık ömrümü yaralayan hasret, Gel de beni bul…..
|
|
S0030
|