Ve değişir birden mevsim. Boyaları dökülmüş Ahşap pencerelerden girer evimize Sararmış bir sonbahar. Kim bilir nerdedir Göçmen kuşların sonuncusu, Hangi diyarlarda kanat çırpar, Bir lokma ekmek Ve bir tutam sıcak güneş için. Baştan sona bahar kokar Sevdama sırdaş akasyalar. Toprak yollara serilir Alacasında doğan günün, Cam beyazı çiğ damlaları. Çok uzaktan bir tren geçer, Böler hasretimi orta yerinden. Esmer bir çocuğun gözyaşıdır, Ağlar fakir gözleriyle, Umutları ve yırtık hırkasıyla ağlar. Eylül ortasında bir düştür sonbahar, Sürükler bizi amansız bir kışa, Üşür baştan ayağa yalnızlığımız. Ve bir hüzün çöker Göğsümün orta yerine. Kahverengidir artık, Kızıldağ’dan bu yan Kızılırmak. Kuytusunda bu şehrin, En yalnız sokağında, Uçurtmaların kuyruğuna takılmış, Sevdalı bir düştür sonbahar…
|
|
S0019
|